Nörokimya: Beynin Mekanik İşleyişinin Zihne Yansıması Üzerine

nörokimya

Merhaba, bundan önceki yazımda nootropikler nedir ne değil dire kısaca bir göz atmıştık. X nootropik bileşeni,  dopaminejik özelliklere sahiptir. DAT inhbitörü rolünün yanı sıra D2 alt reseptöründe de agonist (uyarıcı) etki yapmaktadır. Şeklinde doğrudan bir giriş yaptığım taktirde, özellikle alana hakimiyeti zayıf,  bu tarz tıbbi terimlere de vakıf olmayan okuyucularımızın yazının bütününe yabancılaşmaması adına, beynin mekanik yapısının işleyişinin zihne ve dolayısı ile davranışlara olan tesirini elimden geldiğince sizlere aktarmak istiyorum. Öncelikle beyin ve zihin aynı anlamlara gelen kelimeler değildir.

Beyin, kafatasınızın içinde, bir dış yüzeye sahip, içinde mesaj iletme görevi bulunan ve bütünü nöral ağı oluşturan bir nevi kablocuklara sahip vücudunuzun en önemli organı ve varlığınızın yegane sebebidir. Bu yazı aynı zamanda Nootropiklere Giriş 102 yazısıyla doğrudan bağlantılıdır. Nootropiklere Giriş 102 yazısında sıkça bu yazıya atıfta bulunulduğunu göreceksiniz. Tavsiyem, eğer ilk  önce bu yazıyı okuyacaksanız okumayı bitirdikten sonra internet tarayıcınızda yeni bir sekme açıp Nootropiklere Giriş 102 yazısı ile çapraz okuma yapmanızdır. Bu şekilde aktarmak istediğim bilgiler zihninizde daha kalıcı bir yere sahip olacaktır.

demans ve hafıza kaybı

Zihin ise, beyinde nöral ağlar arasında meydana gelen mesaj iletme hadiseleri sonucunda kavrama, anlamlandırma, düşünme gibi soyut kabiliyetlerinizi tek potada erittiğinizde, erittiğiniz potaya verilen isimdir. Bu yazıların odağı zihin olacak, fakat zihin tamamen beyinde meydana gelen çeşitli faaliyetler sonucu şekillenen, beynin oyun hamuru olarak nitelendirebileceğim bir yapıda olduğu için, beyinde meydana gelen faaliyetlerin neler olduğu ve bu faaliyetlerin zihne yansıması da, yazıların bütünlüğü ve bağlayıcılığı açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu yazıda, beynin mekanizmalarına dair her şeyi incelemeyeceğiz. Bu yazının odağı, beyindeki nöro taşıyıcı (nötotransmiterjik) sistemlerin yapısı ve zihne etkileri üzerine olacak. Bu sistemlerde meydana gelen bozukluklar, depresyon, anksiyete gibi bilumum davranışsal ve ruhsal sıkıntılara yol açabilmekle beraber, optimum düzeyde faaliyet göstermedikleri taktirde de kişinin bilişsel kapasitesini tam anlamıyla kullanamaması ya da anlamlandırmakta zorlandığı duygu-durum bozuklukları yaşamasına neden olabilmektedir. Elbette bununla da sınırlı kalmayıp, öğrenme, okuduğunu anlama, anladığını aktarabilme, kısa ve uzun süreli hafıza gibi pek çok bilişsel unsur da bu nörotaşıyıcı sistemlerin etkilerine tabiidir. Dilerseniz kısaca bir göz atalım:

1-) Dopamin

 

1200px-Dopamin_-_Dopamine.svg

Sembolik gösterimi ile DA , uzun adıyla dopamin, hakkında pek çok spekülasyona sahip, fiziksel ve bilişsel anlamda vücudumuz için hayati önem taşıyan bir nörotransmiterdir. Dopamin, motivasyon, ruh hali, hareket kabiliyeti, orgazm ve nice davranışsal ya da psikolojik aktiviteyi kontrol etmekte ve beslemektedir. Beslemekten kastım ise şu dur; dopamin, sanılanın aksine “iyi hissetme” nörotransmiteri değildir. Elbette, salgılanması kişiyi zihinsel anlamda güçlü ve özgüvenli hissettirecektir ancak dopamin yapısı itibariyle daha çok doğru yolda olduğumuzun göstergesidir.

Başarılı bir piyano resitali verdikten sonra ya da sürücülük sınavını geçip ehliyet almaya hak kazandığınızda “işte bu!” hissini bizlere yaşatan şey dopamin salgısıdır. Nootropik bileşenler içinde dopamin üzerinde kayda değer etkileri olan çok az bileşik bulunmaktadır, doğrudan dopaminerjik sisteme (dopamin reseptörleri ve alt reseptörlerinin tümünün oluşturduğu ağa) etki eden ise istisnalar hariç hiç bulunmamaktadır.

Keza, dopaminerjik sisteme doğrudan etki edebilecek bileşenlerin dikkatle kullanılması gereklidir. Ancak daha az önce, dopamin salgılanmasının iyi bir şey olduğundan söz ettin? Ne perhiz bu? Demek en doğal hakkınızdır. Unutulmamalıdır ki, şizofreni, öfke kontrol bozuklukları ve çeşitli ruhsal sıkıntıların sebebi dopaminerjik sistemde oluşan dengesizliklerin ürünleridir. Bu yüzden, özellikle bilişsel kabiliyetlerini geliştirmek adına nootropik kullanımına başvuracak kişilerin, bu konuya daha fazla hassasiyet göstermesi yararlı olur. Doğrudan dopaminerjik sisteminizi etkileyen ürünleri kullanmamanız çok önemli.

Dopamin , katekolamin (dopamin, nöradrenalin,adrenalin) denen monoamin grubun bir alt üyesi olup , geri alımından sorumlu bir taşıyıcıya (DAT) ve bilişsel alanda faaliyet gösteren çeşitli reseptör gruplarına sahiptir. D1, D2 gibi numaralara sahip bu reseptörlerin fonksiyonlarını anlatacak olsam başlı başına ayrı bir yazı gerektirir. Dilerseniz kendiniz araştırıp G-proteine bağlı izotonik ve izotonik olmayan reseptörlerin davranışlar üzerindeki etkilerine göz atabilirsiniz. Bunun için ilgili kaynakları yazı sonunda bulabilirsiniz.

2-) Nöradrenalin / Norepinefrin:

Noradrenaline_chemical_structure

Adrenaline lise sıralarından aşina olduğunuzu varsayıyorum. Tehlike anlarında salgılandığını, insanı fiziksel anlamda normalde olduğundan daha güçlü kılabilen bir hormon olarak tanıtıldı bizlere adrenalin. Adrenalin bir hormondur, adrenalinin yakın akrabası olan nöradrenalin ise bir nörotransmiterdir. Öncülü, sentezlenmesi için gereken şey ise dopamindir. Bu yüzden dopaminerjik ve adrenerjik sistem arasında çok kuvvetli bağlar bulunmakta ve birbirleriyle sıkça etkileşime girmektedirler. Nöradrenalin , çevresel sinir sistemimizi etkilediği kadar merkezi sinir sistemimiz üzerinde de etkileri mevcuttur.

Zindelik ve heyecan gibi coşkulu hislerimizin başrol oyuncusudur nöradrenalin. Salgılandığı anda merkezi sinir sisteminde uyarıcı etkilere sebep olur, odaklanmanızı arttırır, zaman algınızın değişmesine (hızlanmasına) neden olur, düşüncelerinizi ve konuşmanızı hızlandırır. Aynı zamanda kaygı ve korkularınızı arttırır.

Özellikle travmatik tecrübelerinizi ya da korktuğunuz anları çok net hatırlamanızın sebebi nöradrenalinin hafızanız üzerindeki etkisidir. Ek bir bilgi olarak alabilirsiniz, Nöradrenalinin belleğe yazılan an(ı)larınız üzerindeki etkisi çok fazladır. Ancak bu özelliği dışında doğrudan hafıza ile bir ilişki (bilinen) yoktur. Çeşitli mekanizmalara, farklı kanallar aracılığıyla etki ediyor elbette. Bu yazının konusu bunlar değil ancak.

Nöradrenalin ile alakalı bilmeniz gereken şey, genel olarak kardiyak sistem üzerinde etkileri olduğu ve uyarıcı nitelik taşıdığıdır.

3-) Serotonin:

 

1200px-Serotonin_(5-HT).svg

Halk arasında mutluluk hormonu olarak bilinmesine karşın, serotonin mutluluk hormonu değildir. Davranışsal olarak, rahatlık ve huzur sağlayan nörotransmiterdir diyebiliriz. Ancak duygu-durum, düşünce tarzımız ve daha pek çok zihinsel parametrede serotonin etkilidir. Kimi zaman reseptörleri (5ht-2c gibi) aracılığıyla zihni uyarıcıların etkilerini karşı rahatlama etkisine sahiptir. Nootropik tavsiyesi olarak almayın fakat, genel olarak, sağlıklı bir serotoninerjik sisteme sahip olmak istiyorsanız probiyotik kullanmanızı tavsiye ederim. Serotonin çoğunlukla bağırsaklardan sentezlenen bir nörotransmiter olduğu için, bağırsak sisteminizin optimum seviyede çalışması büyük önem taşımaktadır. Serotoninerjik sistem aynı zamanda ego (benlik) ve kişilik algınızın da önemli bir parçasıdır. Özellikle içsel yolculuğa çıkmanıza sebeb olan saykodelik maddelerin bu sisteme etki etmesinin tesadüf olduğunu düşünmediniz umarım ? Serotonin reseptörleri, beyinde pek çok nörotrasmiterin ve sistemlerinin düzenleyicisi konumundadır.

4-) Asetilkolin:

 

1200px-Acetylcholin.svg

 

Nootropik camiasının göz bebeklerinden, üzerinde dönen tartışmaların bitmediği ancak fonksiyonunu 2020 itibariyle kimsenin tam anlamıyla bilmediği bir nörotransmiter. Hafızanın oluşması ve korunması (herhangi bir tür, uzun, kısa , işler bellek için geçerli bu söylediğim) ve genellikle öğrenme ile ilişkilendirilen bir nörotransmiter. Aslı ise biraz daha farklı tabi ki; görme yetimizden tutun da hareket kabiliyetimize kadar pek çok alanda faaliyet gösteren önemli bir nörotransmiter ve nöromodülatördür asetilkolin. Muskarinik ve nikotinik olmak üzere iki farklı reseptör grubuna sahiptir. Kısmi olarak kasların hareket ettirilmesi gibi önemli bir misyonu olduğundan, kaslar ile alakalı yararlı / zararlı (sarin gazı gibi) pek çok kimyasal kolinerjik sisteme etki etmektedir. Nootropik camiası için önemi ise, bellek korunumu ve hatırlayabilme / hafıza oluşumuna olan pozitif etkilerinden ibarettir. *

5-) Anandamit (Anandamide) :

 

 

Sanskritçe ‘ananda’;  “büyülenme, neşe  , tatmin” anlamlarına gelen bu nörotransmiter, diğerlerinde farklı bir yapıya sahiptir. Bunun incelemesine belirli zorunluluklardan ötürü derinlemesine girememekteyim, ismini arama motorlarına yazdığınız vakit nedenini daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Genel olarak yaratıcılıkla ilişkilendirilen bu nörotransmiter, nörojenez (nöral yenilenme, bundan daha sonraki yazılarda bahsedilecek) , işler hafıza gibi bilişsel alanlarda da hatırı sayılır etkiye sahiptir. Yaratıcılığı arttığı da anekdotlar arasında yer alan bu ilginç nörotaşıyıcıyı arttırmak için en etkili ve yasal yollardan biri kakaodur. Evet, yanlış okumadınız. Saf kakao ya da %80+ kako ihtiva eden bitter çikolatalar (şayet diyet yapıyorsanız tavsiye edilmez) işinizi fazlasıyla görür. Bitter çikolata da 30 g (paketler genelde 60 g oluyor bıçak yardımı ile ikiye bölebilirsiniz) bilişsel faydaları görmek için idealdir.

6-) Glutamat  / GABA

 

GABA

 

Glutamat ve GABA ana salgılayıcı ve önleyici nörotransmiterjik sistemlerimizdir. Dopamin, nöradrenalin ,asetilkolin , serotononin ve daha nicelerinin salgılanması ve bu salgının durması bu iki sistemin elindedir. Beynimizin gaz ve fren pedalları olarak nitelendirmek yanlış olmaz sanırım bu ikiliyi. Glutamat NMDA ve AMPA reseptörleri olmak üzere iki ana reseptör kanalından oluşur. Bu kanallar, bilişsel kabiliyetler ve çok daha fazla sistem üzerinde doğrudan etkilidir. Nootropikler , glutamaterjik sistemimizi etkilerken çoğunlukla bu iki reseptörün kanallarını hedef alırlar. GABA’yı ise nörotransmiterjik sistemin freni gibi düşünmek yanlış olmaz. Uyarıcı niteliği taşıyan nörotransmiterlerin düzenlemesi, duygu-durum, iştahın düzenlenmesi , uyku uyanıklık , kaygılar ve davranışsal inhibasyonlar gibi pek çok parametrenin düzenlenmesi GABAerjik sistemimizin elindedir. Gaba reseptörleri GABA-A ve GABA-B olmak üzere iki farklı gruba ayrılır. GABA-A (benzodiazepin) kısmı davranışsal regülasyonlarda daha etkiliyken GABA-B ‘nin çevresel sinir sistemi üzerindeki etkileri daha fazladır.

Alt Reseptörlere Genel Bakış

Glutamat

NMDA: N-metil-D-Asparat reseptörleri hafızanın oluşması ve öğrenme gibi temel konularda görev alan bir glutamat reseptörüdür. Çok sayıda agonisti ve antagonisti bulunmaktadır. Nootropiklerin içinde, örneğin rasetam ailesinin etki mekanizmasını önemli ölçüde bu reseptör grubunda gösterdiği pozitif alosterik modülatör** etkisine borçludur.

AMPA:  Glutamat reseptörlerinin arasında son zamanlarda dikkat çekmeye başlamış, öğrenme, hafıza ve yaratıcılık gibi konularda agonistlerine verdiği tepkiler ile gözle görülür artışlar kaydedilmiş reseptörlerdir. Epilepsi / Sara nöbetleri gibi durumların tedavisi için son zamanlarda yapılan çalışmalarla birlikte, bu semptomların ortadan kalkmasında önemli bir rol oynayabileceği de tespit edilmiştir. 1

 

Dopamin

D2 Grubu: Hareket, öğrenme , LTP (Uzun Süreli Potansiyel Artışı)* gibi fonksiyonların yerine getirilmesinde görev alır. En büyük etkileri yaratıcı düşünme ve hareket kabiliyeti üzerinedir. D1 reseptörleri bilişsel optimizasyonu sağlarken, D2 reseptörleri bilişsel esnekliğe olanak tanımaktadır. 2

D1 Grubu: Genellikle uyarıcı ilaçların prefrontal korteksimizde agonist etki gösterdiği / varlığını arttırdığı grup bu gruptur. Duygu-durum , kaygı ve bilişsel faaliyetlerin çoğuna doğrudan etkisi vardır.

DAT: Dopamin taşıyıcı reseptörleri. Aynı zamanda nörotransmiter iletilip, hedef reseptöre bağlanıp gerekli uyarılmayı gerçekleştirdikten sonra geri alınmasından sorumludur. İnhibasyonu (işlevinin engellenmesi) dopamin varlığının artmasına sebep olur.

Serotonin

SERT: DAT ile benzer görevdedir serotonin için.

5HT-1A: Frontal korteks ve hipokampusta bulunur. Öğrenme, vücut ısısının düzenlenmesi, merkezi kan basıncının düzenlenmesi gibi faaliyetlerden sorumludur.

5HT-2C: Yeme dürtüsü ve cinsel davranış üzerinde etkilidir.

Asetilkolin

Muskarinik Reseptörler: Nikotinden ziyade muskarine karşı duyarlı oldukları için bu ismi alan reseptör grubu, Nitrik oksit sentezlenmesi, kalp basıncı, kas hareketleri, akciğerlerin kasılıp gevşemesi çevresel etkilerden sorumlu oldukları gibi bir takım bilişsel davranışlara da etki ettikleri gözlenmektedir.

Nikotinik Reseptörler: Nikotine duyarlı bu reseptörlerin uyarıldıkları taktirde , öğrenme, düşünme , yaratıcılık , hafıza (özellikle hafıza) gibi bilişsel fonksiyonların  gelişmesine önayak oldukları gözlenmiştir. Dolaylı yoldan dopamin salınımına da etkileri mevcuttur. 3

Kapanış / Faydalı Notlar:

Bu yazımda, basit bir şekilde sizlere nörotransmiterler, görevleri , alt reseptörleri ve bu reseptörlerin etkinlik gösterdiği alanlar hakkında bilgilendirdim. Elbette, bahsi geçen nörotransmiterlerin ve alt reseptörlerin açıklanışı özellikle uzmanlar için eksik / sade kalabilir. Nitekim kalmalıdır da. Gönül isterdi ki bunları uzun uzadıya sizlere aktarabileyim lakin bu kadar bilginin bile ortalama bir okur için çok fazla olabileceğinin, bu konuların sıkıcı ve teknik konular olduğunun farkındayım. Çapraz okuma yapmanızı tavsiye etmemin sebebi, bu yazıyı  Nootropiklere Giriş 102 yazısını okurken bir nevi basitleştirilmiş sözlük gibi kullanmanız.  O yazıda bahsi geçen nootropiklerin etki mekanizmalarını anlatırken işinize yarayacak, anlamanıza yardımcı olacak kadar bilgi bu yazıda mevcut. Dilerseniz, takıldığınız noktaları yorumlarda sorabilirsiniz. Esen kalın.

Kaynaklar :

 

  • * : Sinapsların uzun vadede, kalıcı olarak güçlenip aralarındaki nöral iletişimin kuvvetlenmesi ve gelişmesi. Öğrenme ve uzun süreli hafıza gibi konuların ana sebeplerinden biri olduğu düşünülmektedir.
  • ** : Reseptöre bağlanan nörotransmiterin bağlandığı reseptördeki etkinliğinin normalden fazla olmasına sebep olan, reseptöre aynı nörotransmitermişçesine bağlanıp reseptörün kalsiyum iyon kanalları gibi çeşitli kısımlarda yaptığı ince düzenlenmelerle bunu sağlayan farmakolojik ajanların genel adı.
Burak avatarı
Nootropik gurusu, kendi deneyimlerimi bilimsel gerçekliklerle birleştirip aktarmayı severim. Oturduğum yerden davranışsal ve evrimsel psikloji konularında da ahkam kesiyorum. Takipte kalın.