Prototip aşamasında geçen yaklaşık dört yılın ardından Cana Technology, girişim sermayesi şirketi The Production Board’dan 30 milyon dolar fon sağlayarak “dünyanın ilk moleküler içecek yazıcısı” olarak adlandırdığı ürününü tanıtıyor.
Bunun tam olarak ne olduğunu merak ediyorsanız, temelde bir SodaStream’in bilgisayar yazıcısıyla buluşmasıdır. Bir tost makinesi büyüklüğündeki bu akıllı cihaz, mutfak tezgahınızın üzerinde duruyor ve dokunmatik bir ekran kullanarak tek bir “yazıcı” kartuşunu evinizdeki suyla yeniden birleştirerek meyve suyundan kahveye ve kokteyllere kadar sonsuz çeşitlilikte içecek üretebiliyor.
İşte “moleküler” teknoloji burada devreye giriyor
Cana’nın baş bilim sorumlusu Lance Kizer TechCrunch’a verdiği demeçte, Cana’nın temel bileşen setini tanımlamaya odaklandığını, temelde içecekleri ayrıştırarak belirli bir içeceğin tadını neyin verdiğini bulmaya çalıştığını belirtiyor.
Suyu çıkardığınızda, aslında tükettiğiniz içeceğin %5 ila %10 gibi küçük bir hacmi kalıyor, bu nedenle Cana bu bileşenleri konsantre ederek 100’den fazla farklı içeceği alabilen bir kartuşa yüklüyor. Şirket içecekler için belirli markalarla ortaklık kurmuş ve ayrıca kendi kombinasyonlarını yaratmış.
Kizer, “İçeceklerde tükettiğiniz malzemelerin hepsi aynı, bu yüzden onları yeniden oluşturmuyoruz” dedi. “Kalite önemli ve biz içecekleri yeni bir şekilde yapmaya odaklanıyoruz ve şu anda bunlardan yüzlercesini hazırladık.”
Parmaklarınızın ucunda yüzlerce içecek olmasının yanı sıra bunları damak tadınıza göre de özelleştirebiliyorsunuz: daha fazla şeker ya da daha az şeker, alkollü içecekler içinse daha fazla ya da daha az alkol ekleyebiliyorsunuz.
Her kartuş bir ila üç aylık içecek kapasitesine sahip ve cihaz kartuşun azaldığını algılayarak otomatik olarak yeniden sipariş veriyor. Kizer, kartuşların geri dönüşüm için geri gönderilmek üzere tasarlandığını da sözlerine ekliyor.
Cana’nın amacı 2 trilyon dolarlık içecek endüstrisini yeniden inşa ederken aynı zamanda atıkların çöplüklere gitmesini ve aşırı su kullanımını önlemek. CEO Matt Mahar, Cana’nın prototipinin tipik bir Amerikan evini ayda yaklaşık 100 içecek kutusundan kurtaracağını ifade ediyor. Geniş çapta, Cana plastik ve cam kapların kullanımını, su israfını ve küresel içecek üretim kompleksinin CO2 emisyonlarını %80’den fazla azaltabilir.
Mahar, yeni finansmanın büyük ölçüde tedarik zincirine ve devam eden teknolojik gelişime aktarıldığını belirtiyor. Şirketin şu anda 35 çalışanı bulunuyor ve bu yıl sayının iki katına çıkması bekleniyor.
The Production Board’un başkanı ve COO’su Bharat Vasan, girişim sermayesi şirketinin gıda alanında bir dizi şirkete yatırım yaptığını ve Cana ekibinin teknolojiye iddialı bakış açıları ile donanım, yazılım ve bilimi birleştirerek tamamen yeni bir yöntemle bir şeyler üretmeleri nedeniyle cazip olduğunu söylüyor.
Ona göre Cana’nın cihazı “içecek deneyimlerinin Netflix’i gibi” ve içecekler için kullanılan aynı konsantrasyon teknolojisi parfüm ve kozmetik gibi bir dizi başka ürün için de kullanılabilir.
“Bu, bir şeylerin üretilme ve sevk edilme şeklini değiştirmekle ilgili” diyor ve şunları ekliyor; “Dağıtılmış üretim tek bir yerde yapılır ve daha sonra perakendecilere gönderilir. Şimdi ise tedarik zinciri kısıtlamalarını aşabilen, doğrudan evinize gelen farklı bir teslimat sistemi var. İçecek yazıcısı bunun bir tezahürüdür.”
Kaynak: techcrunch.com/
Cevap ver